Sosyal medya ve çağın getirdiği estetik kaygılar, günümüzde bu alanda operasyonları artırıyor ve ortognatik cerrahi tüm yüz estetiğini dönüştürüyor. Biruni Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurettin Diker, üst çene düzeltme cerrahisi hakkında bilgi verdi. Diker, "Estetik açıdan kalıcı ve doğal sonuçlar elde ediyoruz lakin söz konusu cerrahi müdehaleler yalnızca dış görünüm amacı taşımıyor" ifadesini kullandı.
ÇENE YAPILARI SADECE AĞIZ FONKSİYONUNU DEĞİL ESTETİĞİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR
Biruni Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurettin Diker, ortognatik cerrahinin tüm yüz estetiğini dönüştürdüğünü ve ameliyat sonrası yüzde 60'tan fazla estetik iyileşme sağlanabildiğini belirtti. Hastaneden yapılan açıklamaya göre, çene yapısındaki bozukluklar, yalnızca ağız fonksiyonlarını değil yüz estetiğini de olumsuz etkileyebiliyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen, Doç. Dr. Nurettin Diker, ortognatik cerrahinin yalnızca fonksiyonel kazanımlar değil, aynı zamanda estetik faydalar sağladığını aktardı. Diker, özellikle üst çene geriliği (maksiller retrüzyon) olan bireylerde uygulanan çene ameliyatlarının orta yüzde belirgin estetik gelişim sağladığını ve yüzün kişiye özel karakterini ortaya çıkardığını vurguladı.
ÇENE OPERASYONLARI YALNIZCA KAPANIŞ BOZUKLUKLARINI DÜZELTMEKLE KALMIYOR
Ortognatik cerrahi kapsamında uygulanan, tıbbi literatürde "Le Fort I osteotomisi" olarak bilinen üst çene düzeltme cerrahisiyle alt çeneye yönelik müdahaleler sonrasında, hastaların yüz profillerinde dikkat çekici bir değişim gözlendiğine işaret eden Diker, "Bu operasyonlar yalnızca kapanış bozukluklarını düzeltmekle kalmıyor, aynı zamanda elmacık kemiklerini belirginleştiriyor, yanak hattına daha dengeli ve estetik bir görünüm kazandırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Diker, araştırmalara göre üst çenenin öne alınma mesafesinin artmasıyla yanak hattındaki estetik iyileşmenin de anlamlı şekilde arttığını vurgulayarak, "Alt çenenin konumu ya da çene rotasyonu bu gelişimi belirgin biçimde etkilemiyor. Bu bulgu, operasyon planlamasında üst çene hareketinin ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.
ÇİĞNEME GİBİ FONKSİYONLARI DA DÜZENLİYOR
Planlamalar sadece işlevsel değil estetik kazanımları da gözeterek yapılmalı." ifadelerini kullandı. Estetik görünümdeki olumlu değişimlerin sosyal yaşantıya da yansıdığına işaret eden Diker, şunları kaydetti:
"Ameliyat sonrası hastalar sadece fizyolojik bir rahatlama yaşamıyor, aynı zamanda yüz hatlarındaki uyum artışı sayesinde özgüvenleri güçleniyor. Özellikle dijital çağda, bu fark sosyal medyada dahi görünür hale geliyor. Cerrahi sonrası iyileşme süreci hastaya göre değişmekle birlikte genellikle 2-3 haftayı buluyor. Bu sürecin ardından hastalar normal yaşantılarına dönebiliyor. Estetik açıdan kalıcı ve doğal sonuçlar elde ediyoruz lakin söz konusu cerrahi müdehaleler yalnızca dış görünüm amacı taşımıyor. Ortognatik cerrahi, çiğneme, konuşma ve solunum gibi temel fonksiyonları da iyileştiren çok yönlü bir tedavi yöntemidir. Estetik kazanımlar, fonksiyonel başarının bir tamamlayıcısı olarak değerlendirilmelidir."