YAZAN: ALİ ARASLI /// 22.11.2022

Son dönemlerde kiminle konuşsam artan fiyatlardan ve geçim derdinden dem vuruyorlar.

            Türk halkının en çok kullandığı kelime ve kelime öbekleri arasına yenileri de dahil oluyor.

            “Satsak yerine koyamayız”, “Alım gücü”, “Fiyatlar aldı başını gitti”, “Sıfır araba alma devri kapandı”, “Tekrar 90’lara döndük”, “Bizim milletimizde de kabahat büyük”, “AVM’ler tıka basa dolu”, “Git otellerde yer yok”, “Bu arabalar su mu yakıyor, hepsi trafikte”, “Bakma sen millet de para var”, “Zamları artık koyverdik”... gibi gibi… anahtar kelimeler, sosyal hayatın içinde yoğun etkileşim alıyorlar.

            Böylesi bir ortamda en fazla konuşulan konu da gıda ve diğer temel gereksinimlere gelen zamlar.

Havalar henüz tam soğumadığı için doğalgaz fiyatları beklediğim kadar konuşulmuyor.

            Tüm bu olup bitenlerin arasında, yeni bir sınıfın daha doğduğunu görüyor ve hissediyorum.

            İsmet İnönü’nün ilk olarak ortaya attığı ve Bülent Ecevit’in öncülüğünü yaptığı “ORTANIN SOLU” hareketini hatırlayanlar vardır.

Meşhur Uşak tahin helvası soğuk kış günlerinde rağbet görüyor! Meşhur Uşak tahin helvası soğuk kış günlerinde rağbet görüyor!

            60’lı yıllarda bir dönem furya olan Ortanın Solu gibi yeni bir grup daha türedi: ORTANIN YOKSULU!

            Ortanın yoksulunun karakteristik özelliklerine bakacak olursak; çoğunun normal standart bir yaşam sürer gibi olduğunu görüyoruz.

            Çoğunun hali ve vakti yerinde gibi görünüyor. Fakat hepsinin kafasında büyük kaygılar. En büyük kaygıları YARIN…

            En çok stres yaptıkları konular;

Araba arızalansa yerine nasıl yenisini alırım.

Elimde olanı satsam bir iş kursam ortada kalır mıyım?

İşimden memnun değilim ama işim elimden giderse halim nice olur…

Hangi markette neyi ucuza alırım?

Ortanın yoksulunun genel kaygıları yukarıda tarif ettiğimiz gibidir. Kaygılıdır ama kıyafetinden, görüntüsünden asla taviz vermez. Günlük bakımını çoğuna göre yapar ama hep ucu ucuna yaşar.

Kimdir ortanın yoksulları sorusuna yanıt olarak da şunu verebilirim;

Her hangi bir okulda öğretmendir, çoğunlukla memurdur, profesördür, doçenttir, aile hekimidir, genellikle tek çocuk ebeveynidir.

Markette harcama yaparken son 1 yıldır azami ölçüde, ölçüp tartandır. Her biri, birer marketing uzmanıdır ve semt semt hatta sokak sokak indirimli ürünleri takip etmektedir.

Ne zengin, ne orta direk, ne de fakirdir.

Not: Son dönemlerde parası olanların da keyfi pek yerinde değil. Zenginlere dokunsanız, fakirlerden daha fazla dert yanarlar. O yüzden o taraklara hiç girmiyorum.

Editör: TE Bilişim