Uşak’ın yüksek noktalarından biri olan Elma dağındaki yılkı atları görenleri hayran bıraktı. Yılkı atları, Elma Dağı’nın eteklerinde yaşama tutunmaya çalışıyorlar.

Uşak Karakuyu'daki yangın sırasında, Gülsüm Kılıç ve koyunları facianın eşiğinden döndü Uşak Karakuyu'daki yangın sırasında, Gülsüm Kılıç ve koyunları facianın eşiğinden döndü

Yılkı atları, otlaklar ve yaylarda karınlarını doyuruyorlar. Doğanın çetin şartlarıyla da mücadele eden yılkı atları, evcil olanlara göre daha hızlı ve çevik olma özelliğiyle görenleri hayran bıraktılar.  Ege'de Yenigün'ün haberine göre yılkı atları; Elma Dağı’ın yanı sıra Murat Dağı’nda da sürüler halinde geziyorlar. Yılkı iç Ege Bölgesi’nde, aynı zamanda Manisa ve İzmir’in arasında ve Gediz Nehri ovasından başlayan Spil Dağı’nda da yer alıyor. Yılkı atları, bulundukları coğrafyanın zor ama bir o kadar da sağlıklı ortamında gelişiyorlar. Bu nedenle yılkı atları, normal yerleşik atlara nazaran daha sağlam ve sağlıklı oluyor.

YAŞLI VE GENÇ ATLAR, YILKIYA BIRAKILINCA ÇEVİKLEŞİYOR

Bölgedeki yılkıya bırakma uygulaması Osmanlı döneminden kalma bir alışkanlık olarak dikkat çekiyor. Atlar, mevsimlik olarak veya ihtiyarlık durumuna göre yılkıya ayrılıyor. Yılkı atlarıyla ilgili geçtiğimiz günlerde Beyhan Budak’a konuşan Ercan Kesal, bunun bir Kırgız uygulaması olduğunu ve yılkıya gidenlerin ağıla geri geldiklerinde her anlamda bulundukları ortamı değiştirdiklerini belirtti.

KONFOR ALANINDAN ÇIKIP KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞMAYA BİR ÖRNEK

Yılkı atları, modern dünyada konfor alanında yaşayan ve atalet nedeniyle hep kendini tekrar eden bireyler için bir örnek oluşturuyor. Sokrates’in gerektiğinde konfor alanının terk edilmesi öğretisine uyan yılkı atı örneği, hayattan bıkan ve kendinin tekrarı olduğu için sebepsiz ağrı ve psikolojik sorunlar yaşayan bireyler için en sağlıklı bir çözüm yolu olarak da gösteriliyor. Bireylerin yaptıkları işe ve yaşadıkları coğrafyaya göre zor olanı hedeflemeleri ve bunu başarmak için çalışmaları tavsiye ediliyor.