Uşaklı Kurucu Meclis Üyesi Op. Dr. Alaettin Ergönenç’in Hatıralarında, 27 Mayıs 2960 darbesinde tutuklanan dönemin Uşak Belediye Başkanı Hakkı Yağcı, Şefik Poyraz ve o dönemde tutuklanan Demokrat Partililerin nasıl serbest bırakıldığına dair bazı gelişmelere yer verdi.
Prof. Dr. Mehmet Karayaman tarafından kaleme alınan kitapta, “27 Mayıs 1960 Askeri Darbesinde Uşak” isimli bir bölüme yer verildi.
27 MAYIS’TA UŞAK’TA BİR SESSİZLİK OLDU
Kitabın basıldığı dönemde Doçent olan Prof. Dr. Mehmet Karayaman'a anılarını anlatan Ergönenç, dikkat çeken noktalara yer verdi. İşte Ergönenç'in Prof. Dr. Mehmet Karayaman'a anlattığı önemli hususlar:
Ergönenç, 27 Mayıs’ta Uşak’ta bir sessizlik olduğunu ve dönemin Uşak Belediye Başkanı Hakkı Yağcı’nın telkinleriyle kendilerine eziyet eden valinin de görevden alındığını aktardı. Ergönenç, darbeden sonra Demokrat Partililerin tutuklandığını belirterek, "Daha sonra Uşak’a Konya Vali Mavini İhsan Tekin, vali olarak atandı ve bende tutukluları salmasını istedim. Bırakmayacağını söyledi” ifadesini kullandı.
ALPARSLAN TÜRKEŞ’LE BULUŞTU VE TUTUKLULARI BIRAKTILAR
Bunun üzerine Ankara’ya giden Ergönenç, burada dönemin Başbakanlık Müsteşarı merhum Alparslan Türkeş’le görüştüğünü anlattı. Ergönenç, şu ifadeleri kullandı;
“Bana Alparslan Türkeş’in durumdan anlayacağını ifade ettiler. Randevu aldım ve yanına gittim. Türkeş’e durumu anlattım ve İçişleri Bakanı Tümgeneral Kızıloğlu Paşa’ya telefon açtı. Uşak’taki tutukluları koyuverin” dedi. Ben Uşak’a varmadan tutukluları bırakmışlar. Bana bir teşekkür dahi etmediler ve Hakkı Yağcı da, “-Bizi kayınbiraderim tahliye ettirdi, zira o zamanki Adalet Bakanı Hakkı Yağcı’nın kayınbiraderiydi.”
ALPARSLAN TÜRKEŞ’İN ÖĞLEN YEMEĞİNDE PEYNİR-ZEYTİN VE EKMEK VARDI
Ergönenç, öğlen Alparslan Türkeş’le yemek yediğini de belirterek, “Türkeş ile sohbet ederken, vakit ilerlemiş ve saat bire geliyordu. Biz izin istedik o da gitmeyin öğle yemeğini beraber yiyelim dedi. Yemeğe oturduk, peynir, ekmek ve zeytinden ibaret bir menü yedik. Bizimle beraber Türkeş’in en yakını olan iki kişi daha vardı. Ama onlar sonradan Türkeş’le beraber 14’ler olarak dış ülkelere gönderildiler.”