İklimlerdeki değişimler hayatımızın her alanını etkisi altına alıyor. Öyle ki yaşanan kuraklık nedeniyle gelenek ve görenekler de yavaş yavaş yok olup gidiyor. Uşak’ın Eşme Cemalçavuş köyünde yıllardır kullanılan ve kayalardan yapılmış su kuyuları ve musluklar artık tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alma yolunda ilerliyor.
Bölgede bir çalışma yapan Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği, buradaki bölgeye Kayadamları adını veren kayaların oyularak inşa edilen su kuyularında incelemeler yaptı.
Su kuyularının girişlerine kayak taşlarının döşendiği ve bazılarına merdiven de yapıldığı görüldü. Bundan 15 yıl öncesine kadar çobanlar, çiftçiler ve yolu bir şekilde buraya düşenler, bu kayaların içindeki oyuk halinde bulunan kuyulardan su içiyorlardı. Aileler buradaki kuyuların kontrolünü yapıyor ve suyun içinde ot, çöp veya her hangi bir sebepten düşen bir hayvan varsa onları alıyordu. Fakat bugün ise her yer kuruduğu gibi buralar da kurudu ve tarihteki yerini de çoktan almaya başladı.
KAYADAN SIZAN SULAR YETİYORDU
Bir dönem ne kadar zengin olduğumuzu anlamanın bir yolu da buradaki kayalara oyuklar halinde yapılan kuyuların kayalıklardan sızan suyu tutma görevini yerine getirmesi oluyor. Su kuyuları, kayalardan sızan suyla besleniyor ve aynı zamanda suyun israf olmasını engelliyordu. Şu anda kayalıklarda kalmadı.
MEHMET KEYVANOĞLU: BU BÖLGELERİ ÜZÜNTÜ İÇİNDE KAYITLARA GEÇİYORUZ
Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği, Eşme’ye bağlı Cemalçavuş köyünde çalışma yaptı. Cemalçavuş köyü muhtarı Yaşar Peker ve köy sakinlerinin ağırladığı Uşak Tanıtım ve Kültür Gönülleri Derneği Başkanı Mehmet Keyvanoğlu ve dernek üyeleri, bölgede bulunan ve Kayadamları Mahallesi'ndeki su kuyuları ve musluklarında da inceleme yaptı. Söz konusu kaya oyuklarından yapılan kuyuların bazılarının merdivenli olduğunu ifade eden Keyvanoğlu, birkaç yıl öncesine kadar çiftçilerin, çobanların ve gelip geçenlerin buradan su içtiğini kaydetti. Keyvanoğlu, “Buradaki su kaynaklarımızın kurumuş olması bizlerde büyük bir üzüntüye yol açıyor. Bu tür yerleri üzüntü içinde kayıtlara geçiyoruz. Kuraklık şu andaki en büyük sorunumuz ve bu yıl hiç kar yağmadı desek yeridir. Bu yazı işimiz çok zor. Kirlenen ve yok edilen doğa ve heder edilen kaynaklarımızın arkasından bir süre sonra hep beraber ağlayacağız. Ama iş işten çoktan geçmiş olacak” dedi.