Uşak Belediyesi’nde Hakkı Yağcı döneminden bu yana sürekli değişen yönetimler, çalışanları ister istemez farklı şekillere sokuyor. Seçim öncesinde AK Partili Başkan’la görev yapan çalışanlar, bu dönemde CHP’li Belediye Başkanı Özkan Yalım’la mesai yapacaklar. Her belediye yönetimi değiştiğinde çalışanlar arasında huzursuzluk ve ‘acaba beni nereye sürecekler’ sözleri ayyuka çıkıyor. Uzun yıllar Uşak Belediyesi’nde Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü yapan Hüseyin Özbek, bu konuda bir paylaşımda bulundu. Özbek, kendisinin ve arkadaşlarının başından geçen olumsuz durumları kaleme aldı. Özbek, “Çalışanların suçu ne?” diye başladığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:
Her gelen başkan mutlaka birilerinin canını yakıyor!
“Belediye Başkanlarında bu bir hastalık sanırım, her gelen mutlaka birilerinin canını yakıyor. Ben burada kendi hikayemi anlatacağım:
2011 yılında 79 kişilik bir liste hazırlayıp sırf görevimi yaptığım için beni de o listeye koyup yaklaşık 15 yıl emek verdiğim belediyeden başka bir kuruma gönderdiler. Eşime dostuma kimseye anlatamadım neden gönderildiğimi. Hiçbir suçum yoktu, tek suçum seçim sürecinde Ali Erdoğan’ın eşinin bana “Bizimle çalışacak mısın çalışmayacak mısın, çalışmazsan, bize seçim sürecinde destek vermezsen biz seçilip geldiğimizde olacaklara, başına geleceklere garanti veremem” şeklindeki hem teklif hem tehdit içeren konuşmasını dikkate almayışımdı. Yanımda üç belediye personelinin şahit olduğu bu telefon görüşmesinde, iki yüzlü davranmadım ve yarım saati bulan bu konuşmada özetle şöyle dediğimi dün gibi hatırlıyorum: “Ben görev adamıyım, Sn. Erhan Akçay ile iki yıl, Ali Erdoğan’ın ilk döneminde tam beş yıl, Mesut Apaydın ile de beş yıl başkanlık makamına çok yakın bir pozisyonda çalıştım. Tekrar seçilirse onunla çalışırım siz seçilirsiniz ve isterseniz sizinle devam ederim, ben kamu çalışanıyım, siyasetçi değilim!” demiştim. Nitekim Ali Erdoğan ikinci defa seçildi, beni iki yıl fen işlerine ardından altı ay arıtma tesislerine sürdüler.”
“Makamlar kimseye kalmıyor, herkes ettiğini buluyor”
“2011 yılının aralık ayında Uşak Valiliği’ne geçtim, basın ve halkla ilişkiler müdürlüğünde kesintisiz 10 yıl çalıştım; “İşe yaramaz, beceriksiz kötü bir insan olsam beni Valilik gibi bir kurumda çalıştırırlar mıydı? Ali Erdoğan’a Aysun İletir’e kaldı mı bu makamlar, kalmadı. Herkes ettiğini bulur, buldu da, merak etmeyin. Kendisiyle uzun yıllar pek çok proje ve çalışmada görev yaptığım Reyhan Arslan Aydın çok şanslı, çok çabuk döndü yuvaya. Ancak, Reyhan Aydın’ın da içinde bulunduğu mimar, mühendis, tekniker olan yetişmiş bu kıymetli arkadaşlarımız da hiç beklemedikleri bir anda zorla emekliye sevk edilince hiç kimsenin sesi çıkmadı; hiçbir basın yayın kuruluşu, hiçbir sosyal medya fenomeni ses getirecek bir şey yazmadı çizmedi arkalarında durmadı, düşenin dostunun olmadığını bir kez daha gördük.
Hala içimde acısı vardır 2011 yılının Aralık ayında, soğuk bir kış gününde belediyeden ayrılışımın.”
Sendika daha ne oluyor Ali Başkan diye hesap sormadı!
“O zaman da 79 kişi belediyeden sürüp çıkarılırken bir Allah‘ın kulu da “neden?” demedi, sendika bile “Ne oluyor Ali başkan?” diye hesap sormadı. Tek suçumuz, görevimizi layıkıyla yerine getirmekti. Ancak o zaman da bize vebalı muamelesi yaptılar, geçmiş olsun bile demedi kimse. Dünya böyle işte, çoğu kimse haklıdan değil maalesef hep güçlüden yana. Bu vesileyle değerli arkadaşım Reyhan Arslan Aydın’ı tebrik ediyor, görevinde başarılar diliyorum. İstemeden emekliye sevk edilen ve hala kendilerinden faydalanılabilecek bu arkadaşlarıma da sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum.”
Editör: Ali ARASLI