BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI AYRI TELDEN ÇALARSA, MEMLEKET ZAMAN KAYBEDER
Bugüne kadar hayata geçirilen bütün Anayasaların Türk toplumunun dokusuna uymayan hukuki metinler olduğunu belirten ve aynı zamanda avukat olan İl Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Mıllık, "Anayasa, toplumsal düzeni, ekonomik ve demokratik gelişmeyi sağlayacak olan bir metindir. Bizim şimdiye kadar uyguladığımız Anayasal metin ve maddeler, genellikle darbeden izler taşıyordu. Topluma uymayan ve ihtiyaca yanıt vermeyen, halkı etken değil edilgen hale getiren sistemler nedeniyle, ülkemiz istenen düzeyde ilerleme kaydedemedi. Cumhuriyet tarihi boyunca başbakan bir telden Cumhurbaşkanı ayrı telden çalıp durdu. 2002 ve 2015 arasında tek başına iktidara gelen, darbe ve dış müdahalelere karşı dirayet gösteren AK Parti Hükümetlerini istisna tuttuğumuzda, Türkiye hep zaman kaybetti. Şu anda önümüzde önemli bir fırsat var ve zaman kayıplarına mahal vermemek için, evet oyu vermemiz gerekiyor. Yeni sistem, vatandaşı daha etken hale getiriyor, halk kendini yönetecek başkanı ve kabinesini seçiyor. Aynı zamanda, bu yapıyı denetleyecek olan yüce meclisi de yine halk belirliyor" dedi.
BİR ORKESTRADA 2 ŞEF OLMAZ
Cumhurbaşkanı'nın şu andaki sistemde tam yetkili olduğunu ve sadece vatana ihanet suçundan yargılandığını dile getiren Ahmet Mıllık, "16 Nisan'da vereceğimiz evet oylarıyla, artık halkımız Cumhurbaşkanına hem görev verecek, hem de gerektiğinde hesap sorabilecek. Muhalefet partileri bu konuyla ilgili sık sık yanlış yönlendirme yapıyorlar. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanını sadece vatana ihanetle yargılayabiliyoruz. Oysa ki yeni gelecek sistem, cumhurbaşkanına hem icraatta söz verecek ve yaptığı her işin hesabını sorar hale getirecek" diye konuştu.
"Bir orkestrada 2 şef olmaz" diyen Ahmet Mıllık, şöyle söyledi: "Müzik, notaların oluşturduğu bir ahenktir ve evrenseldir. Doğuda da batıda da oluşturulan bütün koro ve orkestrada bir şef vardır ve görevi, notaları uyum içinde yönetmek, kimin hangi notayı, hangi müzik aletiyle çalacağına karar vermektir. Koro iyiyse ve şef de yönetime hakimse, ortaya çok güzel ve eşsiz bir dinleti çıkar. Fakat koroda 2 şefin olması, kargaşaya ve kulak tırmalayan seslere yol açacaktır. Böyle bir olumsuzluk anında, seyirci sahneye ya domates ya da yumurta atar. 2001'de Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında bir kriz patlak verdi. Bu sefer de Anayasa kitapçıkları ve yazar kasalar siyaset sahnesine atıldı. O dönemdeki Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın üzeri kirlenmedi. Fakat olan millete oldu ve ekonomik kriz yüzünden bir gecede iflaslar ve intiharlara şahit olduk. Biz istiyoruz ki, ülkemiz uyum ve ahenk içinde yönetilsin ve kimse ne domates ne de yazarkasa atmasın".
Editör: TE Bilişim