Selçuk Geçer’in köpeği, zam haberlerine koşullanmış!
Seçimler bitti ve şimdi gözler geçime çevrildi.
Bir basın emekçisi olarak görevimiz, bulunduğumuz medyaya içerik üretmek ve bu sayede vatandaşı bilgilendirmek.
Bilgi sahibi olmanın yolu da başka mecraları ve gelişmeleri izlemek.
Siyaset ve ekonomi ister istemez bir biriyle eş güdümlü 2 alan ve bunlar bir birlerinin tamamlayıcısı. Siyasette işler iyiyse, ekonomide de işler iyi gidiyor. Siyasette terslikler varsa, ekonomiye ister istemez bu durum yansıyor ve bugünkü konuştuğumuz mevzulara geliyoruz.
Takip ettiğim bazı ekonomistler var. Atilla Yeşilada, Çetin Ünsalan ve Selçuk Geçer bunların başında geliyor.
Bugün de dolardaki oynaklık üzerine, bir refleks olarak Selçuk Geçer’in son videosunu izledim. Videonun başında Selçuk Geçer, ekonomide yaşanan olumsuzlukları anlatmaya başladı.
Otomotiv piyasanın karaborsaya düştüğünü ve artık yetkili bayii olan satıcıların da farklı fiyatlarla satış yaptığını belirtti. Geçer konuşurken, köpeği de havlamaya başladı. Dur mur desene de hayvan her zam haberinin ardından hav hav hav havvv deyip durdu.
Beraber çalıştığımız Halil Aslan’a köpek koşullanmış zammı duyunca havlıyor dedim. Benden hemen sonra Selçuk Geçer de “Artık hayvan da zamlara dayanamıyor” dedi.
Muhtemelen her zam haberinden sonra Selçuk Geçer de öfkeleniyor ve hayvancağız da buna üzüldüğü için havlama refleksi gösteriyor. Selçuk Geçer’in köpeği zam haberleri üzerinden edimsel koşullanmış.
Tabii işin şakası bir tarafa, işlerin pek iyiye gittiğini söylememiz zor. Selçuk Geçer bu bakımdan tespitlerinde doğru ve haklı.
MUHALEFET SORUNU…
Seçimler iktidar partisi açısından bitti ama muhalefetteki yangın ise bitmedi. Zaten Türkiye’de şu anda bir mutfakta, bir de muhalefette yangın var.
Daha önce yaptığım bir değerlendirmede muhalefetin bir süre köşesine çekilmesini ve gelişmeleri uzaktan izlemesi gerektiğini ifade etmiştim. Tabii ki sesimiz çok gür çıkmadığı için bu biraz kısık kaldı.
Aynı dönemde muhalefetin solda güçlenmesinin doğru olmadığını ve artık sağ seçmene hitap edecek ve güçlendirilmiş İYİ Parti vari bir muhalefete ihtiyaç duyulduğunu kaleme almıştım.
Fakat gördüğüm kadarıyla hala aynı kafa devam ediyor.
Seçimlerdeki
Ben Kemal Geliyorum, Ben Kemal Kalıyorum’a dönüşmüş.
İYİ Parti’de de benzer tablo karşımıza çıkıyor.
2 partinin artık şunun farkına varması lazım. Türkiye’de muhalefet sorunu, merkez sağa hitap eden ve lider karizması olan bir partiyle mümkün.
Bunu artık kabullenmek lazım.
Bu bakımdan İmamoğlu veya Yavaş gibi aktörler, artık CHP’de oyalanmamalı ve CHP kendi haline bırakılmalı.
Çünkü günümüz şartlarında muhalefet için çıkış sol tarafta değil, koridorun hemen sağında.
Ali ARASLI