Siyaset

Özkan Yalım'la aynı düşünceyi paylaşma pahasına Köfteci Yusuf'un ürünlerine güveniyorum

Özkan Yalım'la aynı düşünceyi paylaşma pahasına Köfteci Yusuf'un ürünlerine güveniyorum. Yusuf'un bugün başına gelenleri, yıllar önce farklı Türk markaları da yaşadı.

Abone Ol

Son günlerde gündem Köfteci Yusuf…

Et sulu çorbasını sevdiğim, salatanın ekmeğin hesabının yapılmadığı, deyim yerindeyse fakiri ete doyuran restoranların başında gelen bir işletme…

Google, facebook ve X gibi yaygın kullanılan tüm mecralarda bu konuya yer veriliyor.

Köfteci Yusuf’un sahibi Yusuf Akkaş, garsonluktan gelme ve işini emek emek büyüten bir isim. Sattığı köftenin, dönerin ve çorbanın etini kendi ürettiği büyük ve küçükbaş hayvanlardan temin ediyor.

Fiyatlarının uygun olmasının sebebi de tam olarak budur.

Hayvanın eti, derisi, sakatatı, sütü ve akla gelen her yerinden para kazanıyor. Bu nedenle de fiyatlarını uygun tutuyor.

Tabii fiyatların uygun olması, restoran konseptinin hem yetişkinlere hem de çocuklara hitap etmesi, Yusuf’u rakiplerine göre birkaç adım öne geçiriyor.

Yusuf’un ürünlerinde domuz eti olup olmadığını yıllar sonra verilecek yargı kararları ortaya koyacaktır. Ben Yusuf’un sattığı yiyeceklerde böyle bir durum olduğunu düşünmeyenlerdenim. Bu kadar emek emek kurulmuş ve para basan bir yapıyı bozmak için insanın ‘aptal’ olması lazım.

Yusuf’un bugün yaşadığı durum, bana adını İstanbul’daki Yedi Tepe’den alan ‘SevenHill’ ve Murat Ülker’in kurduğu ‘Kola Turca’yı getirdi.

Murat Ülker, Kola Turca’nın ölü bir yatırım haline gelişini şöyle anlatıyor:

“Sanayi Bakanı, Murat cebimde bir mektup var Amerikan büyükelçisi seni şikayet ediyor dedi. Sonrada 35 trilyon bir ceza yedik. Küçük bir ceza ama artık bizi ne kadar büyük görüyorlarsa. Ben de gittim devleti mahkemeye verdim. Devlet bizim ve mahkeme de milletin mahkemesi. Ceza 7 yıl sonra iptal oldu. Değeri 10 trilyonluk olan bir işin tepesinde 35 trilyonluk ceza 7 yıl sallanırsa nasıl yatırım yapabilirsiniz?”

Bir diğer hikaye de yine bizim çocukluğumuz markası SevenHill’den. SevenHill’in Kurucusu Hüseyin Özbek de batma hikayesini şöyle ifade ediyor:

“2010 ve 2011 yılı sonunda bizim hakkımızda ciddi dedikodular çıkarıldı. İsmi Bank Asya denen ve FETÖ finans kaynağı olan banka vardı. Bankalar bir anda kaynakları kesti, ödemeler var, çekler var ve krediler geri çağrıldı. Sıkıntılı 2 ve 3 yıla girdik. İflas erteleme aldık. Burada bizim de eksiklerimiz olmuştur. 2008-2009 yılında bir insanın 200 milyon dolarlık bir şirketi yönetmek, şans değil. 19 yaşında bu işe başladım ve şirketim 200 milyon dolar bir şirketti. Bu kadar basit değildi bu noktalara gelmek. O zaman FETÖ operasyonu vardı. Bank Asya üzerinden bize yönelik dedikodular vardı ve şöyle oldu, biz çekle çalışırız. Her Bank Asya’ya gidene riskli firma batacak diye deniyor. 1 yıllık bir operasyon bu, Türkiye Finans bankası bizden habersiz haciz koyuyor. Ben FETÖ’cü olmadığım için bana bunu yaptılar.”

Türkiye’deki batma hikayeleri 3 aşağı 5 yukarı böyledir… Bunun örneklerini çoğaltmak da mümkün. Köfteci Yusuf gerçekten masum ve iftiraya uğramışsa, bunu yapanlar da cezasını ilahi adalet nezdinde verecektir.

BANA İFTİRA ATAN ÖZKAN YALIM’IN YUSUF’U SAVUNMASINA BİRAZ ŞAŞIRDIM

Bu Köfteci Yusuf meselesinde şaşırdığım durumlardan biri de Özkan Yalım’ın çektiği video oldu. Benimle ilgili bir video çeken Özkan Yalım, yalan yani ‘iftira’ boyutunda bir açıklama yapmıştı.

Benim belediyeden önceki dönemde 6 milyon TL aldığıma dair ifadeler kullanmış ve deyim yerindeyse beni rüşvetçi ve şantajcı olarak lanse etmek istemişti.

Tabii belediyeden aldığım veriler de Özkan Yalım’ın yalanını ortaya çıkardı ve çıkıp bir cevap dahi veremedi. Aynı Özkan Yalım’ın Köfteci Yusuf gibi işini dürüst yaptığını düşündüğüm birini savunmasını ilginç buldum.

Belki de ‘Bu adamla aynı düşünceyi savunmam imkansız’ gibi büyük bir söz söylemenin de cezasını çekiyor olabilirim.

YAZAN: ALİ ARASLI