Fatih Altay, Çinli otomobillerin Türkiye pazarına girişini değerlendirdi. Çin’de 250’ye yakın otomobil markası olduğunu ve bunların çok kaliteli olanların ve aynı zamanda çok dandik olanlarının da bulunduğunu belirten Altaylı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Fransa’da ve Avrupa’da Çinli araç arzı var. Bu sadece TOGG için değil, Avrupalı markalar için de tehlike. Çin’e engel koyma imkanı var. Biz kaliteli otomobiller üretelim ve Ortadoğu pazarlarında var olalım. Biz daha içeridekini üretemiyoruz. Kurada 22 bin kişiye çıkmış ve daha bu TOGG’lar teslim edemedik”.
DEĞERİ 15-20 MİLYONLUK GÜMRÜK KAÇAĞI OTOMOBİLLER
Gümrük kaçağı otomobillerle ilgili konuşan Fatih Altaylı, sözde mağdurların türediğini kaydetti. Altaylı, şöyle söyledi:
“Gümrük kaçağı otomobilleri utanç verici buluyorum ve aralarında ünlülerin de bulunduğu bu olaylar var. Sibel Can’ından bilmem kimlere kadar herkesin mağduriyeti olmuştur. Tırnak içinde sözde mağduriyet. Otomobil alınacak yer belli ve bu otomobiller yerine gidip ne olduğu belirsiz daha doğru flu yerlerden alırsan, olacağı bu.
Bunlar otomobilleri gümrüksüz sokuyorlar ya da küçük faturalarla getiriyorlar. Bunları gümrük ödenmeden satılıyor. Bunları ucuza alacağını düşünen uyanık geçinenler, buradan alıyorlar. Bilmiyorlar mı fırıldak olduğunu, bal gibi de biliyorlar. 50 olanı 30’a alırsan burada fırıldak vardır. Aradaki fark çok büyük ve yakalanmayız nasılsa diyorlar. Sözde ünlüler bu arabaları 3 yıl kullanıyorlar ve yakalınca ben bilmiyordum ve gümrüğünü öde senin olsun diyorlar. Böyle bununla başa çıkamazsın ve bu arabalara el koymak lazım. Alıcı ve satıcı suç ortağı. Burada da yakalamışlar ve araçları kullanıcılara bırakmışlar. Bunun içinde iktidara yakın isimler var. Milletvekilinin kızı gidip bile bile alıyor. Niye gidip bayiden almadın da oradan aldın. Milletvekili hadi git çöz.”
“Ben kendimi enayi gibi hissediyorum” diyen ekip arkadaşına yanıt veren Altaylı, şöyle söyledi:
“Türkiye gibi ülkelerde dürüst ve namuslu vatandaşlar kendini enayi gibi hisseder. Ben de kendimi zaman zaman enayi gibi hissediyorum. Ama bundan son derece mutluyum. Para karşılığı hiçbir şey yapmam. Vergimi öderim. Bugüne kadar hiçbir yerde para karşılığı bir konuşma ve panel vermedim. Ben paramı mesleğimden gazeteciliğimden kazanmışım. İnsanlar bilgilerini değerlendirebilirler. Bu da ayıp değil, ama ben yapmam. Ben de böyle bir şey yok.”