Bir ömür yetmez...

Abone Ol

Arçelik binasının 1954 yılında 1 Ekim Cuma günü temeli atılacaktır...
Temel atma gününü binanın mimarı Aydın Boysan’ın kaleminden izleyelim:
“Bütün hazırlıklar zamanında bitirildi. Kazı, temel inşası, betonarme, demir kalıbı, betonu, törenin yapılacağı platform, her şey zamanında hazırlandı.
Ama tören başlayamadı. Çünkü görevli bir kişi tören duasını okuyacak imam efendiyi çağırmayı unutmuş bulunuyordu.
Vehbi Bey durumu öğrenince kendisi çıkıp bağıra bağıra duayı okudu, temel betonları döküldü, kurban kesildi ve tören yapıldı.
Tören biter bitmez Vehbi Bey cuma namazına gitti...”
Vehbi Bey acaba siyasetle ilgili ne düşünüyor? 1995 yılında sandık başında gazeteciler nasıl bir iktidar istediğini soruyorlar. Vehbi Bey’in yanıtı:
- Atatürkçü bir iktidar gelsin de kim olursa olsun.
* * *
Aydın Boysan, Vehbi Bey’le zaman zaman tatile gediyor... Vehbi Bey’in her günü, her dakikası programlı.. Aydın Bey’inki tam tersine. Programsız ve ölçüsüz.
1975 yılında Uludağ’da birlikte tatil yaparken Aydın Boysan odasında 2 sayfalık 7 maddelik bir mektup bulur. Vehbi Bey mektupta Aydın Bey’in fazla alkol alıp fazla yemek yediğini belirtiyor, nasıl yaşaması gerektiğini anlatıyor. Mektubun bir kopyasını da eşine göndermiş. Gerçek bir dost... 10 yıl sonra Aydın Bey, Vehbi Bey’den bir mektup daha alıyor. Vehbi Bey 10 yıl önceki uyarılarını anımsatarak Aydın Bey’in “tavsiyelere hiç riayet etmediğini” yazıyor...
Aydın Ağabey 92 yaşına bastı. Tavsiyelere hâlâ riayet etmiyor. Haftada en az iki kez dostlarıyla içiyor.

 

Politikomedi
Almanya’da yıllar önce ünlü bakanlardan Kont Breust, bir yemekte ünlü aktris Pepi Gallmayer’le birlikte oturuyor. Sohbet sırasında aktris hanım punduna getirip bakana şöyle diyor:
“Arz etmek isterim ki Sayın Ekselans, tiyatro ile politika birbirine çok benzer. İkimiz de komedi oynuyoruz. Ama fark şurada; siz çaktırmıyorsunuz.”

 

Bayram korkusu...
Hükümet ulusal bayramlarla ilgili tören yönetmeliğini değiştirdi...
Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve devlet protokolünün katıldığı Ankara’daki 19 Mayıs törenleri sona eriyor. 19 Mayıs’ta Gençlik Spor Bakanı bir mesaj yayınlayacakmış.
Devlet adına sadece 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda tören yapılacak. Askerler, bayram kutlamalarından çekiliyor.
3O Ağustos Zafer Bayramı’nın ev sahibi ise artık Cumhurbaşkanı.
23 Nisan’da çocukların Başbakan, Cumhurbaşkanı, Bakan, Vali koltuğuna oturma geleneği de sona eriyor.
Radikal gazetesi yorum yapmış:
- Hükümet, 1940’lı yılların otoriter uygulamalarına benzettiği kutlama şeklini değiştirdi.
Gören ve duyan da iktidarda her türlü otoriterliği karşı bir iktidar var sanır... Şöyle dense daha doğru bir yorum olurdu:
- Hükümet Cumhuriyet ve Atatürk’ün anıldığı özel tarihi günlerin içini boşaltıyor. Ulusal bayramlar yok ediliyor...

 

Devler kapışırken...
Rusya Genelkurmay Başkanı Nikolai Makarov, hafta sonunda Moskova’da toplanan uluslararası konferansta “Rusya’nın tehdit hissettiği anda füze kalkanına karşı önleyici saldırı (pre- emptiv strike) yapabileceğini” söyledi. Ülke ismi vermedi. Ancak füze kalkanı sistemini etkisizleştirmek için en  kolay ve akılcı hedef Malatya Kürecik’deki radar merkezidir. Radarı tahrip ederseniz füze kalkanının beynini bitirmiş olursunuz.
Bir başka haberde Moskova’nın bu yaz İran’a yönelik bir ABD saldırısı beklediği bildiriliyor. Rusya bu beklenti sonucu Hazer Denizi kıyısında (Dağistan’da) bulunan füze üslerini güçlendirmiş. Çünkü Moskova İran’a yönelik bir saldırının kendisine de sıçrayacağını düşünüyor. Öte yandan ABD’nin de boş durmadığı, İran’ı çevreleyen ülkelerdeki hava ve deniz güçlerini arttırdığı haber veriliyor.
Bu arada en rahat ülke mi? Biziz... Bütün bu gelişmeler umurumuzda değil... Yan gelmiş yatıyoruz...

 

Liderlik dersleri
Sevinç Engin, kitabının Polis Akademisi ve Bahçeşehir Üniversitesi  dahil 4 üniversitede okutulmaya başlandığını engin bir sevinçle duyuruyor... Yazılışına bizim de tanık olduğumuz iddialı bir kitap bu...
“Lider Öyle Olmaz Böyle Olur” adlı kitapta tam 120 lider özellikli kişiyle yapılmış röportaj yer alıyor. Lider deyince ilk akla gelen elbet Tayyip Erdoğan oluyor... Erdoğan’ın liderlik tanımı şöyle:
“Lider kötümser olmaz, çevresine olumlu enerji yayar. Farklılıkları tek bir potada eritir, halka güven verir, yalan söylemez.”
Peki kitabın ODTÜ Mühendislik Fakültesi mezunu yazarı Sevinç Engin ne diyor liderlik hakkında... Şunları:
“Liderlik bir yaşam felsefesidir, icra kurulu başkanları, yöneticiler büyük liderler olabilecekleri gibi, yardımsever öğretmenler, bilim adamları, şefkatli anneler de büyük liderler olabilir. Liderlerin alanı ‘gelecek’tir. Liderlerin eşsiz mirası, zaman içinde ayakta kalan saygın kuruluşlardır. Her zaman olduğu gibi, ya iyi yapmayı ya da hiç yapmamayı bilmek gerekir. Amacımız hayatın her alanındaki başarılı insanların tecrübelerini aktarabilmek ve kendimize bir pay bir ders çıkarabilmekti. Bu kitap hayatın her aşamasındaki insanlar için hazırlandı.”
Lider ardından gelenlere saygılı olmalı, tevazuyu hiçbir zaman elden bırakmamalı, kendisine inananları yanlış yola sürükleyeceği zaman orada durmalı, liderliği başkasına bırakmalı...
Kendine tapan, zirvedeki yerini sürdürmek için diktatörlüğe, yalana, haksızlığa başvuran adamdan lider olmaz.. Olur da o liderden kimseye fayda gelmez, zarar gelir...

 

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları artık
 sadece Çankaya Köşkü’nde yapılacakmış...
Orada da Büyük Taarruz değil kutlansa kutlansa Cumhuriyet’e karşı kazanılan zafer kutlanır ancak...
Haldun Ertem

Kentsel dönüşüme katılmayanların evi elinden zorla alınacakmış.
İyi! Milleti “Komünistler iktidara gelirse evinizi elinizden alacaklar” diye korkutarak bu noktaya getirdiler işte.
Gülhan Elmas

AB’ye “süper başkan” geliyormuş.
Biz o aşamayı çoktan geçtik, bize şimdi
“hiper başkan” gelmek üzere!
F. Fidan

“Deve tellal iken pire hamal iken büyük paşa daha büyük paşaya gitmiş ‘Bizi küçümsüyorlar paşalığımıza toz konduruyorlar’ diye şikâyetçi olmuş. Daha büyük paşa ‘Ben onlara hadlerini bildiririm, sen şimdi git, paşa paşa yerine otur’ demiş.
Büyük paşa çok memnun olmuş gitmiş
paşa paşa yerine oturmuş.”
Işık Suphi