Gündem

ATATÜRK ANITI ÖNÜNDE İFTARLI VE TERAVİH NAMAZLI PROTESTO

Doğu Türkistan’da Çin Hükümeti tarafından yapılan baskıları protesto amaçlı Uşak kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte Atatürk Anıtı önünde iftar açıldı, akşam ve teravih namazları kılındı. Kadınlar tarafından dilek fenerleri uçuruldu.

Abone Ol
ATATÜRK ANITI ÖNÜNDE İFTARLI VE TERAVİH NAMAZLI PROTESTO

Doğu Türkistan’da Çin Hükümeti tarafından yapılan baskıları protesto amaçlı Uşak kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte Atatürk Anıtı önünde iftar açıldı, akşam ve teravih namazları kılındı. Kadınlar tarafından dilek fenerleri uçuruldu.

Uşak Kardeşlik ve Dayanışma Platformu Çin’de Uygur Türklerine yapılan zulmü protesto etti. Oldukça renkli görüntülere sahne olan protesto gösterisi, platform tarafından temin edilen kumanya ve çaylarla iftar yemeklerinin Atatürk Anıtı çevresinde yenmesiyle başladı. Protestolar, Atatürk Anıtı önünde erkeklerin, anıtın kuzey tarafında örtülerle ayrılmış kısımda kadınların akşam namazı kılmasıyla devam etti.

Protesto gösterisine katılan kadınla, Doğu Türkistan Türklerine yapılan baskıların bitmesi amacıyla, dilek fenerleri uçurdular. Daha Sonra Uşak üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarihçi Doç. Dr. Murat Öntuğ, Doğu Türkistan Türklerine yapılan baskı ve zulümlerin yüz yılı aşkın bir zamandır sürdüğünü belirterek olayların tarihçesi hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Teravih namazının toplu olarak kılınmasının ardından protesto gösterileri sona erdi. Protesto gösterilerine; Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan, Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Nacar’da katılan isimler arasında yer aldı.

Kısa adı, “UŞİMDER” olan “Uşak İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Çamlıbel, Uşak Kardeşlik ve Dayanışma Platformu adına okuduğu basın açıklamasında şunları kaydetti:

ZULMÜN ADI DOĞU TÜRKİSTAN

“Dünya üzerinde ki en büyük vahşetlerden birisi Doğu Türkistan’da yaşanmaktadır. Doğu Türkistan vatandaşları inançlarını yaşayamamakta, hukuksal hakları yok sayılmakta ve bunların en ağırı ise yaşama hakları ellerinden alınmaktadır.

Çin Halk Cumhuriyeti etnik soykırım uygulamaktadır. Kadın, yaşlı, çocuk, bebek demeden soykırımını gizli gizli yapıyor ve bu işkencelere, cinayetlere tanıklık edip sosyal medya ile dünyaya duyurmaya çalışan Türk vatandaşları idam ile cezalandırılıyor. Türklerin çocuk doğurması yasak, hamile olan Türk kadınlarının bebekleri kürtaj ile alınıp ölmeleri sağlanıyor, hali hazırda doğmuş olanlar ise Çin devleti tarafından zorla alınıp asimile ediliyor.

Doğu Türkistan halkına akıl almaz zulüm ve işkenceleri reva gören Çin, uygulamaya koyduğu nüfus planlaması projesiyle 10 milyon çocuğu anne karnında katletti. Anne karnındaki 7-8 aylık çocukları dahi gözünü kırpmadan kürtaj yaparak katleden Çinliler, mahalle aralarında parayla tuttukları Çinlilerin ihbarlarını gece gündüz takip ederek evlere baskın düzenliyor.

Şehir merkezinde pek çocuk, kırsal alanda iki çocuk politikası gibi gizli bir soykırım mücadelesinin arkasına gizlenen caniler, henüz dünyaya gözünü açmamış Müslüman Türk çocuklarından bile intikam alır gibi hareket ediyor.

MALLARI GİBİ KALİTESİZ ÇİN’DE TÜRKÇE KONUŞMAK YASAK”

“Çinli çeteler Türk mahallelerinde Türk kızlarında sarkıntılık ediyor, çıkan olaylara Çin polisi müdahale etmiyor, ettiğinde de sadece Türk gençleri tutukluyorlar. Doğu Türkistanlı genç kızlar, istihdam bahanesiyle zorunlu göçe tabi tutularak, ailelerinden adeta sökülüp alınıyor. Son alarak Çin’in iç bölgelerine götürülen 500 bin genç kız, kölelere dahi reva görülmeyecek ortamlarda, karın tokluğuna çalıştırılırken, pek çoğu da zorla ahlaksız ortamlarda insanların zevk ve sefalarına sunuluyor. Karşı çıkanlar, tıpkı fotoğrafta görüldüğü gibi en ağır Çin işkencelerine maruz bırakılırken, pek çoğu bu işkencelerde hayatını kaybediyor.cibilliyetsizler Bilemezler ki Biz Bin Ölür Bin diriliriz

Ailelerinden alınan 500 bin genç kızın yerine, hemen Çinli göçmenleri yerleştiren katil Çin, burada sürdürdüğü sinsi asimilasyon projesini uyguluyor. Doğu Türkistanlıların aile geleneklerini söndürmek, neslinin artmasını ve iffetli annelerin azalmasını hedefleyen Çin, tüm dünyaya hakim kılmaya çalıştığı ekonomik gücünün altında yatan ucuz iş gücünü de bu yolla sağlamış oluyor.

Sözde ekonomik ve istihdam önlemleri adı altında gizledikleri asıl amaçlarına, dünyanın gözünü boyayıp, soysuzca katliamlarına devam eden Çin, resmi sayısı 35 milyonu geçen bir milleti tarih sahnesinden ve coğrafyadan silmeye çalışıyor.

Çinli çocuklar da dahil tüm Türkler çin işkencesine maruz kalıyor. Korkularından evlerinden çıkamayan Türklerin ise evden çıkarılması için elektrik ve suyu kesiliyor, kapıdan çıkan Türk Çin vatandaşları tarafından ölümüne dövülüyor ve belki de ölüyor. Bu olaylar bir Avrupa ülkesinde olsaydı ya da bir Avrupalı bebek veya çocuk bunları yaşasa idi UNİCEF, Avrupa insan hakları konseyi, Birleşmiş Milletler çoktan ayağa kalkmıştı. Yaşama hakkı, konu Müslümanlar olunca devre dışı kalıyor nedense! Dünya ve Avrupa; insan hakları sözleşmesi gereğince bu vahşi ülke için bir takım adımlar atabilecekken neden kör, sağır, dilsiz kalıyor. Bu vahşetin devam etmesi ve buna göz yumulması insanlığın bittiği anlamına geliyor. Uşak Kardeşlik ve Dayanışma Platformu olarak Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin yanındayız .”