Sağlık

Akciğer kanserine karşı erken tanı çok önemli!

Uşak Kanserle Savaş Derneği Başkanı Mehmet Kurnaz, Akciğer Kanseri farkındalık ayı nedeniyle bir açıklama yaptı. Kurnaz, “özellikle 55 yaş ve üzeri, uzun süreli sigara içme öyküsü olan kişilerin en az yılda bir kez doktor kontrolleri ile değerlendirilmesi ve riskli vakaların akciğer kanseri açısından radyolojik taramalarının yapılması “erken tanı” konması açısından önem taşımaktadır. Unutmayalım ki erken teşhis hayat kurtarır” dedi.

Abone Ol

Uşak Kanserle Savaş Derneği Başkanı Mehmet Kurnaz, Akciğer Kanseri farkındalık ayı nedeniyle bir açıklama yaptı. Kurnaz, “Akciğer vücudumuzun oksijen gereksinimini sağlayan organımızdır. Her organ gibi akciğerimiz de birçok hücreden oluşur. Bu hücreler akciğerin normal olarak görevini yapabilmesi için ihtiyaç doğrultusunda bölünerek çoğalırlar. Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir” dedi.
          Risk unsurlarına değinen Kurnaz, “Akciğer Kanseri Risk Faktörleri olarak şunları sıralayabiliriz; sigara, puro, pipo (tütün) içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan en önemli risk faktörüdür. Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. Solunum yollarında uzun süreli tahriş oluşturur. Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan, kokusuz radyoaktif bir gazdır. Verem de bunun bir nedenidir. Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilir Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır. Sigara içmek bu riski ayrıca arttırır” diye konuştu.

Tanı konulabilmesi için Düz akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle görülen hastalara, öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir. Elde edilen üç boyutlu görüntü ile kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar verilir” diyen Kurnaz, şöyle konuştu: “Hastadan ya tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak iğneyle parça alınır. Bu işleme biyopsi adı verilir. Gerekli görüldüğü takdirde farklı görüntüleme tetkikleri de yapılabilir. Ülkemizde toplum tabanlı kanser taramalarına tüm illerimizde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurularak başlanmış, akabinde bu tarama programlarına Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) dahil edilmiştir. Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir. Sağlık Bakanlığı Verilerine göre, Türkiye’de yılda ortalama yirmi üç bin erkeğe ve dört bin beş yüz kadına akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Son yıllarda akciğer kanserinde gelişen tanı ve tedavi yöntemlerine rağmen akciğer kanserinde mortalite halen yüksektir ve hastalığa “erken tanı” konması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle özellikle 55 yaş ve üzeri, uzun süreli sigara içme öyküsü olan kişilerin en az yılda bir kez doktor kontrolleri ile değerlendirilmesi ve riskli vakaların akciğer kanseri açısından radyolojik taramalarının yapılması “erken tanı” konması açısından önem taşımaktadır. Unutmayalım ki erken teşhis hayat kurtarır.  Bana olmaz dememeli ve yaş gruplarına göre düzenli bir şekilde kontrollerimizi yaptırmalıyız.”